Denizli Ticaret Odası (DTO) Başkanı Uğur Erdoğan, World Türk TV’deki Siyaseten programında Gazeteci Adem Erdağı’nın konuğu oldu; canlı yayında gündeme dair sorularını yanıtladı.
- 11 ilimizi etkileyen depremle ilgili çalışmalarınız nelerdir?
Milletimiz, yüz yılın felaketiyle karşı karşıya kaldı. Rabbim, böyle bir acıyı, böyle bir felaketi bizlere bir daha yaşatmasın diye dua ediyoruz. 11 ilde yaşayan 13 milyon vatandaşımız bu depremden etkilendi. Devletimiz ve milletimizle, birlikte hareket ederek acıların üstesinden gelmek için çaba harcıyoruz. Denizli olarak, depremin olduğu 6 Şubat’tan bu yana çalışmalarımıza devam ediyoruz. Biz, ilk günün sabahında Denizli Ticaret Odamıza gelerek, Sayın Valimiz ve Büyükşehir Belediye Başkanımızla irtibata geçtik; hazırlıklarımıza başladık. Şehirdeki sivil toplum kuruluşları, belediyelerimiz, hayırseverler ve odalar olarak çok ciddi bir hazırlık yaptık. Sayın Valimizin koordinatör vali olarak görev alması ve Büyükşehir Belediye Başkanımızın da yanında olması nedeniyle, deprem bölgesine çok hızlı bir şekilde ulaştık. Yüzlerce aracımızı ve ihtiyaç malzemelerini, çok hızlı bir şekilde bölgeye gönderdik. Hem Denizli Platformu Dönem Sözcüsü olmamız hem de lojistik işi yapmamız, Denizli’den bölgeye giden araçların ortada kalmasını engelledi. Zaten bir eylem planımız da vardı. Hızlı bir şekilde organize olduk ve gönderdik. İlk iki gün Konya tarafında yoğunluk vardı; uzun bir kuyruk oluştu. Biz bu sebeple malzemelerimizi Antalya istikametinden gönderdik. Üçüncü gün de oradaki kardeşlerimize ulaştırdık. İhtiyaçlar, her geçen gün değişiyordu. Bölgede kalıcı konuta geçiş noktasında çalışmalar yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanımız, Ticaret Bakanımız ve 365 oda başkanlarıyla zoom üzerinden bir değerlendirme toplantısı yaptık. Kalıcı konutlarla ilgili TOBB’un öncülüğünde İş Dünyası Konut Seferberliği Kampanyası’nı ilan ettik. Bu çok önemli ve değerlidir… Binlerce insanımız başka şehirde misafir olarak kalabilir ancak evini ve işini bırakmadan kendi yurdunda olması gerektiğini düşünüyoruz. Üyelerimizden bu kampanyamıza destek geliyor. TOBB’un vermiş olduğu hesaplara paralar yatırılıyor ama daha etkin, daha güçlü ve katılımlı olması noktasında da farklı düşüncelerimiz var. Bu evler, TOKİ benzeri ve 70-80 metrekare olacak; yapımı ve ihalesi TOBB tarafından yürütülecek. Biz de üyelerimizden maddi destek sağlanması için Odamızın sosyal medya hesaplarında bu kampanyayı ilan ediyoruz. Yine Evim Yuvam Olsun Kampanyası da çok kıymetlidir. Yaraların sarılması noktasında Sayın Cumhurbaşkanımız ve bakanlarımız hatta valilerimiz halen bölgede çalışmalarını devam ettiriyorlar.
- Gerek Osmanlı döneminde gerekse Cumhuriyet döneminde zor günlerinde destek olmamız sebebiyle diğer devletlerin bu depremde bizim yanımızda olduğunu söyleyebilir miyiz?
Bu deprem, dünyanın her tarafında konuşuluyor. Bugün Japonya’ya gidin ve Türkiye’den geldiğinizi söylediğinizde hemen üzüntülerini dile getiriyorlar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve Osmanlı İmparatorluğu’nun geçmişte mağdur olan, sıkıntı yaşayan, destek isteyen her ülkeye, her millete katkı sağlamasının semerelerini topluyoruz. Düne kadar sıkıntı yaşadığımız ülkeler bile bu zor günümüzde yanımızda durdu. Bunlar tabii ki önemli ve değerli. Her gün yeni yardım kampanyaları düzenleniyor. İnsanımız elini taşın altına koyuyor. Bu süreçler kolay değil ama milletimizin feraseti, inancı ve desteğiyle bu yaraları saracağız.
- Fabrikalarımızla sanayi bölgelerimiz, depreme karşı ne kadar güvenli? Orada üretim aksayacak mı? Bizim ihracatımıza ekonomimize yansımaları ne olacaktır?
Deprem olan illerimizde üretim, ihracat ve istihdam çok güçlüydü. Şubat ayı ihracat rakamlarına baktığımız zaman toplamda 1,5 milyar dolarlık bir azalış var. Çünkü oradaki üretim ve ihracat tamamen durdu. Şu an tesisler çalışmıyor ve zamana ihtiyaç var. Buradaki firmaların tekrar yapılanması, işçilerin işinin başına dönmesi, başka şehirlere göç edenlerin kendi şehrine gelmesi, biraz zaman alacak gibi görünüyor. Hızlı toparlanma için de kalıcı konutların inşası çok önemli. Buralarda konteyner kentler kurarak üretime geçilmesi gerekiyor.
Kalıcı konutlara geçilince, binlerce kalemle ilgili iç piyasada talepler oluşacak. Hem fabrikalardaki malzemeler hem de evimizde kullandığımız çamaşır makinesi, buzdolabı gibi ürünlere ihtiyaç duyulacak. Yeni bir düzen kurulacak ve tedarikler artacak. Böyle olunca da ben işlerin yoğunlaşacağını düşünüyorum.
Gaziantep tarafında çok fazla hasar olmadı ama bunun dışındaki yerlerde büyük yıkım var. Oradaki hasar görmeyen fabrikalarımızda bile faaliyet pek fazla değil. İleriki günlerde normale dönecektir.
- Denizli özelinde de depremle ilgili bir değerlendirme yapar mısınız?
Denizli özeline gelince; depremin sonrasında hem inşaat hem mühendis hem yapı denetim hem de gayrimenkul satış grubumuzu topladık. Arkadaşlarımızla fikir alışverişinde bulunduk. Denizli’de 2000 yılı öncesinde inşa edilen yapıların gözden geçirilmesi gerekiyor. Denizli’de özellikle organize bölgelerimize bakıldığında mühendislik, inşaat ve mimari kısmı son derece iyi gözüküyor. Denizli Ticaret Odası olarak kendi binamızla ilgili çalışma yapıyoruz. Bu depremden her birimizin çok ciddi bir ders çıkarması lazım. Kırmızı çizgimizin net olması lazım. Bu konuda minimum hatanın bile kabul görmemesi gerekiyor. Artık mazeret yok. Özellikle deprem bölgesi olan illerimizde çok yüksek katlı binalardan uzak durmalı. Teknoloji kullanılarak daha güçlü ve depreme dayanıklı yeni ürünler elde ediliyor. Kamu binalarına baktığımızda artık 10 şiddetine dayanıklı binalar yapılıyor. Ev alırken (metrekaresi, mutfağı, yatak odası nasıl?) gibi estetik olarak kriterlere bakılıyordu. Şimdi bunun yanında depreme dayanıklılığı da sorgulanacak. Binanın bir karnesi olmalı ve orada bina özellikleri, zemin etüdü ve depreme dayanıklılık belirtilmelidir. Evi alan vatandaş bunları da görmelidir. Böyle olursa kaliteli çalışan firmalar daha avantajlı olur.
- Denizli Ticaret Odası’nın fuarlara ciddi destekler verdiğini görüyoruz. Bunun sebebi nedir?
Denizli Ticaret Odamız, Türkiye’de devlet desteğiyle üyelerini yurt içi ve yurtdışı fuarlara götüren ilk üç oda içinde yer alıyor. Amacımız ticareti geliştirmek, ihracatı, üretimi ve istihdamı artırmak. Biz güçlü olmazsak böyle zor zamanlarda sıkıntı yaşarız. Biz üretmeye ve koşturmaya devam edeceğiz. Bugün Sayın Cumhurbaşkanımız, ekibiyle gece gündüz çalışıyor; valiler bölgede. Bizim de sanayiciler, üreticiler ve esnaf olarak katkımızı arttırmak için fuarlara gitmemiz lazım.
- Denizli Ticaret Odası’nda vize verilmeye başlandığı bilgisi doğru mudur?
Bildiğiniz gibi Denizli, üretim, sanayi ve ihracat şehri. Denizli’de vize ile ilgili bir adım attık. Almanya ve İtalya vizeleri veren idata firması, işlemlerini Odamızda gerçekleştirmektedir. Yani artık hiçbir şehire gitmeden idata’nın sistemi üzerinden müracaat yapanların parmak izi, Denizli Ticaret Odamızda alınmaya başlandı. Bu hizmetten Denizli’de yaşayan herkes yararlanabiliyor.
- Depreme dair teknik tekstille ilgili çalışmalarınız oldu mu?
Denizli olarak bu depremde Sayın Valimizin acil ceset torbası lazım olduğunu bildirmesi üzerine teknik tekstille ilgili firmalarımızdan biriyle hemen irtibata geçtik. Firmamıza, sıvı geçirmeyen ve muhafaza özelliği olan bir ürün ürettirdik. Teknik tekstil merkezimizde artık farklı ürünler üretebiliyoruz.
- Sayın Başkan, sizleri tebrik ediyorum. Göreve geldiğiniz günden bu yana üye ziyaretlerinize devam ediyorsunuz. Sanırım bu ziyaretleriniz sürecek…
Üyelerimizin teveccühü ile yeniden göreve geldik. Ben eksiklerimizi tespit etmek ve yaptığımız çalışmaların üyelerimiz tarafından nasıl karşılandığını görmek adına anket yaptırıyorum. Her ay iki bine yakın üyemiz üzerinden anket yapıyoruz. Pandemiyle beraber iki bine yakın firmamızı bizzat ziyaret ettik. Millet evinden dışarı çıkamazken biz kapı kapı dolaşıp insanımıza maske ve dezenfektan verdik; derdini dinledik. Pandemide 167 konuyu ele aldık. TOBB’a, ilgili bakanlara ve Sayın Cumhurbaşkanımıza ulaştırdık. Şu an depremle ilgili de çalışıyoruz. İlgili bakanlıklara, mevzuat ve yönetmelikle ilgili önerilerimizi ve fikirlerimizi vereceğiz. Ben hep şundan yanayım; insanların kalbine ve gönlüne girip eş, arkadaş, dost ve kardeş olursan ömür boyu sana bir şey olmaz. Düğünde, cenazede, hastalıkta ve dar günlerinde yanlarında oluyoruz. Bize inanan ve güvenen üyelerimizi asla mahcup etmeyeceğiz. Aldığımız işi namusumuz kabul edip, gücümüzün yettiği dilimizin döndüğü ölçüde yerine getirmek için yönetimimizle, meclisimizle ve çalışanlarımızla beraber mücadele ediyoruz.
- Sayın Başkan, önümüzde bir genel seçim var. Koalisyonlardan bu ülke ekonomisi çok yıprandı. Sizce koalisyon mu yoksa ittifak mı daha iyi?
Koalisyonda biliyorsunuz ortaklar bir araya gelip hükümeti kuruyordu. Ortaklardan biri ayrılınca hükümet düşüyordu. Ama ittifak öyle değil! İttifakın yapısı daha farklı; seçim sonrası birisi ayrılsa da Cumhurbaşkanı yüzde 51 ile seçildiği için sıkıntı yaşanmıyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yöneten hangi siyasi parti olursa olsun ileride Türkiye’yi sekteye uğratmamalıdır. Güçlü yarınlar için güçlü bir iktidar olması önemlidir. Güçlü liderler, ülkelerin kalkınmasında en büyük etkendir.