Denizli Ticaret Odası (DTO) Başkanı Uğur Erdoğan, internet mecrasında yayın yapan Kent20 TV’deki İş Dünyası programına konuk oldu. Canlı yayında, Kent20 TV Genel Yayın Yönetmeni Gazeteci Bülent Öztürk’ün sorularını yanıtladı; ülke ve şehir gündemini değerlendirdi. Ayrıca DTO’daki projeleri ile hizmetlerini anlattı.

B. Öztürk: – Sayın Başkanım, son gelişmeler ışığında Denizli ekonomisini nasıl değerlendirirsiniz?  

BAŞKAN ERDOĞAN: - Denizli’miz hareketli bir şehir; 24 saat esasına göre çalışır ve ekonomi çarkını döndürmek için mücadele eder. Bu bağlamda, ilk altı aya ait ihracatımıza baktığımız zaman Denizli, yüzde 7,8’lik artış oranı yakaladı. Bundan sonraki süreçte, bunu yüzde 10-11'lere çıkarmanın gayreti içerisinde olacağız. Türkiye ihracatına bakıldığında da yüzde 4,1’lik bir artış var. Bu arada TİM’in Türkiye’nin en büyük ihracatçıları sıralamasında ilk 1000'e giren 24 firmamızı da kutluyorum. Bu, Denizli’miz için olduğu kadar bölge ve ülkemiz açısından da çok önemli. Bu şehirde istihdama, üretime ve sanayiye katkı sağlayan diğer firmalarımıza da teşekkür ediyorum. Bundan sonra da sektörlerimizin çeşitliliğini, işletmelerimizin üretim kapasitelerini arttırarak daha iyi yerlere getirmek için hep beraber çalışacağız.

B. Öztürk: – Bir gazeteci, bir vatandaş olarak ben de firmalarımızı tebrik ediyorum. İş adamlarının kredilere ulaşamadığı, faizlerin yüksek olduğu böylesine zor bir ekonomik dönemde istihdam sağlamak büyük bir gurur, müthiş bir keyif. Ben de küçük çaplı bir işletmeci olsam da bu zevki tahmin edebiliyorum. Siz bu konuda neler söylemek istersiniz?

BAŞKAN ERDOĞAN: - Piyasaların daraldığı, faizin ve enflasyonun yüksek olduğu bu süreçte firmalarımız bırakın işçi çıkarmayı daha da istihdam sağladılar. 2022-2025 yılları arasında 4A kapsamında çalışanların durumunu kıyasladım. Azalış yok; hatta az da olsa artışımız var. Bu da son derece önemli!
Ticaret Odası Başkanı olarak problemlerin farkındayım… Denizli'de 24 bine yaklaşan üyesi olan bir sivil toplum kuruluşunun başkanıyım ve bugüne kadar 3 binin üzerinde firmamızı, üyemizi bizzat yerinde ziyaret ettim. Sanayicilerimiz, ihracatçılarımız, kadın girişimcilerimiz ve yatırımcılarımızla, sık sık bir araya geliyoruz. Tüm problemleri istişare edip ilgili bakanlarımıza bizzat anlatıyorum. Geçen hafta Ankara'daydım… Aynı gün üç bakanlığı birden ziyaret ettik; sıkıntılarımızı gündeme getirdik. Bugün hangi ülkeye giderseniz gidin enflasyon, emtia ve faiz ile ilgili sıkıntılar var. Her ay Avrupa’ya gidiyoruz; biz de bunları görüyor ve yaşıyoruz. Geçen ay Almanya’da fuardaydım. Otoyolda bir şey dikkatimizi çekti; önceki yıllara göre ağır vasıta araçlarda azalma vardı. Yani orada da ekonomideki sıkıntılar gözle görülür bir haldeydi. Türkiye ve Denizli olarak problemlerin üstesinden gelebilmek için firmalarımız her fırsatta dünyanın dört bir tarafına giderek fuarlara katılıyorlar. İhracatla ilgili verilere baktığımızda, kötü değil ama kârlılıkta ciddi azalma var ve finansmana erişimde de sıkıntılarımız var. Faiz ve enflasyon düşüp hem dolar hem de euro bir iki puan arttığında rekabet etme şansımız daha da güçlenecektir. Bu arada şunun altını çizmekte de yarar var… İlimize gelen Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Cevdet Yılmaz’dan bakanlarımıza kadar bu problemlerimizi aktardık, tek tek anlattık.
Denizli, tekstil ve konfeksiyon ile anılırdı artık bu anlamda sektör çeşitliliğini artırdı… Bugün özellikle demir, çelik ve bakır sektörlerinde ciddi bir artış var. Şehrimiz eskiye nazaran turizmde iyi ve özellikle de gıda sektöründe bu şehirden önemli bir ihracat yapılıyor. Artık kestane ve tuz ihracatımız da var. Bu şehirden denizi olmayıp denizi olan Avrupa ülkelerine balık ihracatı da yapılıyor. İhracatçılarımız, 185 ülkeye ürün gönderiyorlar.

B. Öztürk: – Ben de hemen araya girip şunu ifade edeyim Başkanım… Türkiye’de ilk defa fındık kabuğundan mangal ve nargile kömürü yapan biriyim. Amerika, Tunus, Almanya ve Fransa’ya ihracatım var ve gurur duyuyorum.

BAŞKAN ERDOĞAN: - Sizi tebrik ederim. İşte Denizli’nin özelliği bu... Durmak yok, koşturmak var; beklemek yok. 2 binin üzerinde ürünümüz var. 429 yabancı ortaklı firmamız var. Bunlar gıda, temizlik, ev tekstil ürünleri, inşaat, madencilik, mermer, spor tesisi, otel, perakende ticaret, bilgisayar, yazılım, beyaz eşya, sağlık ve eğitim sektörlerinde faaliyet gösteriyorlar. Almanya’nın sayısal çoğunluk olarak 86 yatırım ile ilk sırada yer aldığı yabancı sermayeli firmalarımız, Denizli’mizin hem ihracatına hem de üretimine çok ciddi katkı sağlıyorlar.
Her gün sahada olan biri olarak sıkıntılar olduğunu görüyorum. Onun için şundan asla vazgeçmeyeceğiz; işimize daha çok sarılacak daha fazla koşturacağız. Krizler ve etrafımızdaki savaşların bitmesi ile biraz daha nefes alırız diye düşünüyorum.

B. Öztürk: – KOSGEB ve KGF kredileri ile ilgili ne düşünüyorsunuz? KGF için birçok işletmecimize paralar ödeniyor ancak ben bunların nakit olarak ödenmesinin yanlış olduğunu, ödemelerin fatura karşılığı olması gerektiğini düşünüyorum. Siz bu konuda neler söylersiniz? 

BAŞKAN ERDOĞAN: - KOSGEB destekleri fatura karşılığında yapılıyor. KGF noktasında ise sizin dediğiniz durum var. Geçen yıl hatta ondan önceki yıl bankaların birçoğu özellikle kredileri fatura karşılığına çevirmişti. Şimdi ise tekrar eski halini aldı. Cumhurbaşkanı Yardımcımız ve bakanlarımız geldiğinde, KOSGEB desteklerinin devam ettirilmesi gerektiğini söyledim. Çünkü biz KOBİ niteliğindeki firmalarımızı fuarlara bu desteklerle götürüyorduk. Hatta fuarlar sayesinde bir üyemizin Almanya’da Avrupa'nın en büyük mobilya mağazasını açtığını da gördük. KGF ile ilgili 25 milyar TL’lik bir paket açıklandı. Bununla ilgili çalışmalar bitti ama yeterli değil. Çünkü ham madde ve makine yatırımları için maliyet yüksek. Biz, pandemi ve deprem döneminde de üyelerimizde bize yansıtılan, yaşanılan birçok konuyu ilgili bakanlıklara ve TOBB’a bildirdik. Bunların büyük bir çoğunluğunu da çözdük. Nakit ödeme yerine fatura karşılığı ödeme için de görüşür, resmi yazışmalarımızı yaparız.

B. Öztürk: – En büyük yaşadığımız problemlerden birisi de eleman sıkıntısı. Bu kadar genç nüfusa sahipken neden nitelikli eleman bulunamıyor?

BAŞKAN ERDOĞAN: - Bu konuda, sektör bazlı meslek okullarını artırmalıyız. Avrupa'daki gibi çocuklarımıza iş kaygılarının olmadığı bir ortam sağlamalıyız. Denizli Organize Sanayi Bölgemizdeki DOSTEK’te okuyan çocuklarımızın yüzde 90’ına yakınının işi hazır. Bu tür okulları Türkiye'deki tüm illerde devreye sokmalıyız. Bu girişimleri ve sağladıkları imkan için Organize Sanayi Bölge Başkanlığımızı ve Yönetim Kurulu üyelerini tebrik ediyorum.

B. Öztürk: – Bu noktada ben de şöyle bir öneri ortaya koymak isterim… Ben, ilkokulu beş yıl okudum. O süreçte, okuyacak ve okumayacak çocuk belli olurdu. Okumayacak olanlar okul biter bitmez mesleğe yönlendirilirdi. Şimdi ise zorunlu eğitim 12 yıla çıkartıldığı için belli bir yaşa gelen gençlerimize, iş ve meslek öğrenebilecekleri yerlerde çalışmak o saatten zor geliyor. İlkokul sonrasında erken meslek seçimi ile, nitelikli eleman sorunun giderilebileceğini düşünüyorum. Siz, bu konuda ne söylemek istersiniz?

BAŞKAN ERDOĞAN: - Ben, liseye gidecekken babam Almanya’daydı. Amcam, bizim başımızdaydı; amca çocuklarımla beraber üç gençtik. Amcam beni ticaret lisesine yazdırdı. Amca oğlumu sanat okuluna, diğer ağabeyimizi ise düz liseye gönderdi. O gün böyle bir yönlendirme yaptı. Öğretmenlerimiz de bunun ayrımını net bir şekilde yapabilirler, bunu görebilirler. Şimdi gündemde eğitimle ilgili değişiklik var… Biraz önce anlattığım gibi çocuklarımızın gelecekle ilgili iş kaygısının olmaması, çocuklarımızın meslek okullarında eğitimini alırken aynı zamanda fabrikalarımızda haftanın belli günlerinde çalışıp karşılığında para kazanması, iş garantisinin olması, teşvik edici bir unsurdur.
Biz bu arada, bu tür konularda olmak üzere Denizli Ticaret Odası başkanlığı olarak bize intikal eden her türlü konuyu ilgili bakanlığa ulaştırıyor, yazıyoruz. Ticaret Odası’ndan beklentilerle ilgili anket de yaptırıyorum. Yaklaşık 23 bin üyemiz var. Sayısal çokluktan dolayı size ulaşamıyor olabiliriz, belki dokunamıyor olabiliriz... Sektörünüzle ilgili önerileriniz, fikirleriniz, memnuniyetiniz ya da eleştiriniz varsa lütfen bize bildirin diye tüm iletişim kanallarımızı yılın 365 günü, günün 24 saati açık tutuyoruz; her gelen bilgiyi alıyor, inceliyor ve değerlendiriyoruz. Bizim göremediğimizi, üyelerimizin bizlere söylemesini istiyoruz.  

B. Öztürk: – İnsanların alım gücü düştü. Döviz kuru yükseldi. Üretim mi düştü? Neden neredeyse alamaz hale geldik? 

BAŞKAN ERDOĞAN: - Bu süreç, özellikle pandemi ile başladı; 2019 yılının sonu ile 2020 yılının başındaki fiyat artışı, vatandaşımızın alım gücünün düşmesine, her şeyin aşırı derecede pahalanmasına sebebiyet verdi. Fakat şu an hükümetin çok beğendiğim iki güzel çalışması var; vatandaşımızın faydasına olduğunu düşündüğüm ve alım gücümüze katkı sağladığı için bunu söylüyorum. Birisi emekli kök maaşıyla ilgili düzenleme yapılması, diğeri de TOKİ’nin kiralık konut üretmesi. Bugün maaşların yüzde 60'ı kiraya gidiyor. Bununla ilgili hızlı tedbir alınırsa, kiralar da biraz daha iner düşüncesindeyim. Bu bir başlangıç olur. İnsanımızın sırtındaki yükün ağır olduğunun farkındayız, bunu da her fırsatta yetkililere anlatıyoruz. Bu konulara şehir ve ülke milliyetçisi olarak bakmalıyız. Buradaki bir problem, hepimizi etkiliyor. Sizin de az önce söylediğiniz gibi yeri geldiğinde zararına bile iş yapsak insanımızı çalıştırdığımız, ona iş sağladığımız için çok mutluyuz. Bu son derece önemli. Bu anlamda sizi de tebrik ediyorum. El birliği ile mücadele edeceğiz, daha çok koşturacağız ve bu süreci daha hızlı atlatacağız. Bu, hep böyle gitmez. 

B. Öztürk: – Bugün firmalarımızın çoğunun vergi ve sigorta borcu var. Hatta bazen hesapları bloke ediliyor. Çalışmak ve üretmek isteyen firmalarımızın, özellikle KGF desteği ve kredi konularıyla bir çalışma yapılamaz mı? 

BAŞKAN ERDOĞAN: - Çok doğru bir tespit; bu bizim de en çok karşılaştığımız ve çözümü için çalıştığımız bir durum.

B. Öztürk: – Size ben şunu da söylemek isterim ki gerçekten mütevazi bir kişiliğiniz var. Samimi yaklaşımınız için çok teşekkür ediyoruz. Mevkiler gelip geçicidir ama insanların kalbinde kalabilmek çok önemlidir. Zaten biz karşılıklı bunları konuşabiliyorsak değer kazanıyor. Bu anlamda sizi tebrik ederim; bunu hak eden birisiniz.

BAŞKAN ERDOĞAN: - Allah, razı olsun. Firmaların yaşadığı sıkıntılarla ilgili konuyu, tekrar tekrar resmi kurumlara bildireceğim. Bunu birçok kez dile getirdik ama bu konunun bir daha altını çizerek ilgili makamlara anlatacağız. Haklısınız; ben de yaşıyorum ve çok karşılaşıyorum.

B. Öztürk: – Ticarette üç veya beş aylık çekler alıyoruz. Devlet, bu çekin vergisini peşin alıyor fakat karşılığı çıkacak mı çıkmayacak mı belli değil! Devletimizin sonuna kadar arkasındayız ama bunları da dile getirmek, dikkate almak lazım.

BAŞKAN ERDOĞAN: - Bu şehirde, bize gelen her konuyu, ilgili makamlara altını çize çize defalarca aktarıyor, anlatıyorum. Eksiği görmek, problemi görüp tespit etmek, kötü bir şey değildir. Bu, fayda sağlar. Bunlar yaşadığımız problemler, sıkıntılar. Keşke her dostumuz tespitlerini yapıp da bizlere bildirse. Kısacası, problemlerin sıkıntıların farkındayız. Bunları ilgili yerlere de aktarıyoruz. 

B. Öztürk: – Denizli’mizin Türkiye ekonomisine katkısı yüzde 10 mu 14 mü? Aylara göre katkısı değişebiliyor mu?

Her ay değişiyor.
İzmir Ticaret Odası’nın üye sayısı 250 bin. İstanbul milyon ile ifade ediliyor. Biz ise 23 bin diyoruz. Aslında nüfus anlamında değerlendirilmeli... Nüfus bazında dikkate aldığımız zaman, Denizli ilk üçün içerisindedir. 650 bin merkez nüfus ile bile, birçok alanda ilk 10’da.

B. Öztürk: – Toparlayacak olursak başkanım, dile getirmek istediğiniz başka bir şey var mı? Son cümlelerinizi rica edeceğim.

BAŞKAN ERDOĞAN: - Denizli’deki esnafımızın, tüccarımızın ve ihracatçımızın zor günlerden geçtiğinin farkındayız; bunları beraber yaşıyoruz. Ancak şunu da unutmamalı; hiçbir zaman şartlar sürekli zor olmaz. Muhakkak düzelme olacaktır. İşimize sahip çıkıp hep beraber istişare ederek sıkıntıları nasıl çözebiliriz diye konuşmalı, araştırmalı, çalışmalıyız. Burada açık bir şekilde problemlerden bahsettik ama bunları düzeltecek olan da yine bizleriz. Onun için bunların çözümünü de daha çok konuşmalıyız.

B. Öztürk: – Programımıza konuk olduğunuz için size, bizi takip ettikleri için de izleyicilerimize çok teşekkür ediyoruz.

DTO Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Erdoğan, programın ardından DTO Üyesi Bülent Öztürk’e sicil belgesini hediye ederek uğur getirmesini diledi ve sektörleri ile işleri hakkında da istişarede bulundu; misafirperverlikleri için teşekkür etti.